Adana'nın Feke ilçesine bağlı Gaffaruşağı Mahallesi'nde yaşayan Ersin ailesinin büyük oğlu Okan, 24 yıldır süren zorlu bir yaşam mücadelesi veriyor. Altı yaşındayken bahçede oyun oynarken boynuna batan bir telin yol açtığı talihsiz olay, onu bedensel ve zihinsel engelli hale getirdi. Bu durum, Ersin ailesinin hayatını derinden etkiledi. Adana Feke'de engelli kalan çocuğun hikayesi kamuoyunda büyük bir hassasiyetle karşılanıyor.
Kazanın Etkisi ve Ailenin FedakârlığıAnne Hacer Ersin, 30 yaşındaki oğlu Okan'ın yaşadığı dramı anlatırken, olayın 6 yaşındayken gerçekleştiğini teyit ediyor. Küçük bir çocuğun oyun sırasında maruz kaldığı bu beklenmedik kaza, maalesef kalıcı hasara yol açmış. Ailenin aktardığı bilgilere göre, doktorlar yapılan tüm tedavilere rağmen beyinde çökme ve çapraz hasar oluştuğunu, bu durumun iyileşme ihtimalinin düşük olduğunu belirtmişler. Bu teşhis (tıbbi bulgu), ailenin umutlarını azaltmış olsa da, onların evlatlarına olan bağlılıklarını pekiştirmiş. Anne Ersin'in, "22 yaşına kadar hep sırtımda taşıdım" sözleri, bir annenin evladı için yaptığı fedakarlığın boyutunu gözler önüne seriyor. Boynuna tel batan Okan Ersin'in yaşam mücadelesi bu fedakarlıkla sürüyor.
Ersin çifti, özellikle köy hayatında ulaşım ve hareket kabiliyeti (kilo) sorunlarının kendilerini çok zorladığını dile getiriyor. Kış aylarında Gaffaruşağı Mahallesi'nde kalamamaları, Okan'ın sağlığını koruma gayretlerinin bir sonucu. Aile, çocuklarının mutluluğunu her şeyin üstünde tutarak, "O mutlu olunca biz de mutlu oluyoruz" diyor. Bu şartlar altında, Okan'ın bakımını üstlenmek büyük bir özveri gerektiriyor. Feke Gaffaruşağı'ndaki engelli gencin zorlukları tüm Türkiye'nin dikkatini çekiyor.
Hayata Pencereden Bakan Bir ÇocukYatağa bağımlı şekilde hayatını sürdüren Okan Ersin, en büyük keyif kaynağının oyuncakları olduğunu ifade ediyor. Pencereden dış dünyayı izlemek onun için bir tutunma noktası. Özellikle kamyon ve kepçe gibi iş makinelerine hayranlık duyduğunu belirtiyor. Ancak onun asıl sevinci, jandarma ve polis araçlarını gördüğünde başlıyor. "Jandarma ve polis arabaları gelince çok seviniyorum" sözleri, onun masumane dünyasını ve ilgisini yansıtıyor.
Okan'ın oyuncaklara olan düşkünlüğü ve neşesi, yaşadığı tüm zorluklara rağmen hayata sıkı sıkıya bağlı olduğunu gösteriyor. Ancak, torunlarının parka gitmek için hazırlanması gibi anlar, onda derin bir üzüntü ve hırçınlığa neden olabiliyor. Zira kendisi de yürümek, gezmek ve diğer çocuklar gibi dışarıdaki hayatın bir parçası olmak istiyor. Engelli Okan Ersin'in oyuncak sevgisi ve hayalleri yürek burkuyor.
Tedavi ve Destek İhtiyacı Devam EdiyorAilenin en büyük dileği, Okan için bir tedavi imkanı bulunabilmesi. Maddi ve manevi olarak zorlanan çift, çocuklarının sağlığına kavuşması için umutlarını tamamen yitirmiş değiller. Engelli çocuğu için tedavi arayan ailelerin yaşadığı çaresizlik, Ersin ailesinin durumunda da kendini gösteriyor.
Geleneksel iletişim kanallarının yanı sıra, modern haberleşme ağları da bu tür toplumsal konulara dikkat çekmeye devam ediyor. Ulusal ve bölgesel yayın organlarının duyarlılığı sayesinde, 6 yaşında kaza geçiren Okan Ersin'e yardım eli uzatılması için farkındalık oluşturulması amaçlanıyor. Bu tip haberler, kamuoyunun (toplumun genelinin) ilgisini çekerek, sosyal sorumluluk projeleri (toplumsal fayda odaklı çalışmalar) aracılığıyla destek mekanizmalarını harekete geçiriyor. Ailenin tek isteği, evlatlarının acılarının hafiflemesi ve daha iyi koşullarda yaşamını sürdürebilmesi. Feke'deki engelli genç için umut arayışı devam ediyor.