Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Cem Avşar, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, İçişleri Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçe görüşmeleri sırasında önemli güvenlik ve asayiş konularını gündeme taşıdı. Avşar, Bakanlığı eleştirerek önceliğin kamu güvenliği olması gerektiğini vurguladı ve İstanbul'daki CHP İl Başkanlığı önünde yaşanan polis müdahalesi ile kayyum atamalarını hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını öne sürdü.
İstanbul Olayları ve Bakanlığın Sessizliği
Cem Avşar, İstanbul’daki CHP İl Başkanlığı çevresinde yaşanan ve kamuoyunda büyük tepki çeken polis müdahalesini komisyonun dikkatine sundu. Olayda milletvekillerine ve yurttaşlara karşı biber gazı kullanıldığı iddialarını hatırlatan Avşar, bu durumun "hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını" savundu. İçişleri Bakanı'nın bu konuda açıklama yapmamasına da tepki gösteren Avşar, Bakanlığın yaşananlara dair sessiz kalmasını eleştirdi.
Güvenlik Öncelikleri ve Artan Suç Oranları
Avşar, konuşmasının ana odak noktalarından birini, ülke genelindeki artan suç oranları oluşturdu. Türkiye'de organize suç, uyuşturucu ticareti ve silahlı saldırı vakalarının yükselişte olduğunu belirten milletvekili, bu tablo karşısında İçişleri Bakanlığı’nın asıl önceliğinin kamu güvenliği olması gerektiğini dile getirdi. Ailelerin ve çocukların güvenliği konusunda toplumda ciddi endişeler bulunduğunu vurgulayan Avşar, Bakan Ali Yerlikaya'ya seslenerek, kamu düzeninin sağlanmasında bürokratların sorumluluk taşıdığını ve "Vatandaşın asayişe ilişkin algısının rakamlardan daha önemli olduğunu" ifade etti.
"Sokaklarda suç oranı artarken, Bakanlık muhalefetle uğraşıyor" sözleriyle eleştirisini özetleyen Avşar, Bakanlığın güvenlik ve asayiş yerine siyasi tartışmalara odaklandığını iddia etti.
Bütçe ve Kayyum Uygulamaları Eleştirisi
CHP Milletvekili, 2026 yılı için hazırlanan yaklaşık 1,5 trilyon TL’lik İçişleri Bakanlığı bütçesinin, "muhalefet partileriyle yaşanan tartışmalara değil, kamu güvenliğine ve polis teşkilatının çalışma koşullarının iyileştirilmesine" ayrılması gerektiğini dile getirdi.
Avşar, konuşmasında kayyum uygulamalarına da geniş yer ayırdı. Şişli Belediye Başkanı'nın tutuklanması sonrasında görevlendirilen kayyumun, ilk icraat olarak öğrenci bursları, kent lokantası ve sosyal hizmetlere yönelik uygulamaları durdurduğunu savundu. Ayrıca Şişli Belediyesi'nde dokuz çalışanın işten çıkarılmasının da belediyenin yeşil alan karşısındaki bir projeye yönelik itirazlarıyla bağlantılı olduğunu öne sürdü. Avşar, çalışanların mesai saatleri dışında projeye karşı düzenlenen bir toplantıya katılmalarının gerekçe gösterilmesinin "hukuki zeminde açıklanması gerektiğini" belirtti.
Son olarak Avşar, iktidarın kayyum atamalarının ardından belediye yönetimlerine parti kadrolarını yerleştirmesini demokratik işleyiş açısından sorunlu bulduğunu ifade ederek, "Kayyumla kadroların değiştirilmesi kabul edilemez" söyledi. Avşar, güvenlik politikalarının toplumsal baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurgulayarak, güvenli ortamın özgürlüklerin korunması için temel koşul olduğunu sözlerine ekledi.