Gazeteci Fatih Altaylı, YouTube kanalında yaptığı bir yayında “Cumhurbaşkanını hedef alan tehdit içerikli sözler sarf ettiği” iddiasıyla açılan davada 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyeti, “adli kontrol hükümlerinin yeterli olmayacağı” gerekçesiyle tutukluluğunun devamına hükmetti. Duruşma sonrası Altaylı’nın elindeki dosya ve notları havaya fırlatarak salondan ayrıldığı öğrenildi.
Davanın İkinci DuruşmasıDavanın ikinci duruşması, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi salonunun yetersiz kalması nedeniyle Marmara Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki 2 No’lu duruşma salonunda yapıldı. Salonda; Fatih Altaylı, avukatı, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı hazır bulundu. Altaylı’ya destek için Faruk Süren, Murat Bardakçı, Celal Şengör, İlber Ortaylı ve ailesi de duruşmayı takip etti.
Savcılık mütalaasında Altaylı’nın, yayımlanan video içerikleri nedeniyle “Cumhurbaşkanına tehdit” suçundan 5 yıldan az olmamak üzere cezalandırılmasını talep etti.
Fatih Altaylı’nın Savunması (Tam Metin Aktarımı)Altaylı, mütalaaya karşı yaptığı savunmada şu ifadeleri kullandı:
“Benim yapmış olduğum konuşmanın Cumhurbaşkanı’nda korku yaratması pek mümkün değil. Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı’nda 4 bin personel çalışıyor. Ben yayınımdan sonra ‘Sayın Cumhurbaşkanının programında bir değişiklik olmuş mu?’ diye sordum. Ne benim yayınımdan sonra ne de başka bir zamanda Cumhurbaşkanının programında herhangi bir değişim olmadı. Zaten tarihi bir şeyden bahsettiğim konuşmadan Cumhurbaşkanının korkması gibi bir durum söz konusu olamaz. Ben örgüt mensubu değilim, karşınızda duran bir vatandaşım. Cumhurbaşkanını tanıdığınız zaman, İsrail’le kavga etmiş, Mossad’dan korkmamış biridir. Cumhurbaşkanı korkan birisi de değil ki benim tarihi örneğimden neden korksun?
Burada hem bana hem de Cumhurbaşkanına haksızlık ediliyor. İddianamenin sonunda savcı zaten benim bu suçu işlemediğimi söylüyor; ‘Cumhurbaşkanına saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle’ diyor. Çok açık ki benim böyle bir niyetim yok.”
Altaylı, savunmasının devamında şunları söyledi:
“Cezaevinde olduğum için değil ama fikri olarak haksızlığa uğradığımı söylemek istiyorum. Şu an karşınızda olmaktan utanç duyuyorum demeyeyim ama çok gereksiz buluyorum. Heyetinizden beraatımı talep ediyorum.”
Savunmanın Temel Argümanları Cumhurbaşkanının korkması mümkün değil (4 bin kişilik koruma birliği, geçmişte Mossad dahil hiçbir tehditten çekinmemiş bir lider profili, programında hiçbir değişiklik olmaması) İddianamedeki çelişki (Savcının iddianamenin sonunda aslında suç unsurunun olmadığını kabul ettiği iddia edildi) Tarihi örneklerin bağlamından koparıldığı Konuşmanın siyasi-tarihsel analiz olduğu, kişisel tehdit içermediği Tutukluluğun haksızlık olduğu ve fikir suçu teşkil ettiği İddianameye Konu Olan İfadeler (Değişmeden Aktarılıyor)“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ömür boyu görevde kalmasına halkın yüzde 70’i karşı çıkıyor. Bu çok şaşırtıcı değil. AKP seçmeninin bir kısmı ve MHP’liler dışında bu fikri destekleyen pek kimse yok. Bu millet, hoşuna gitmediğinde padişahını bile boğmuş bir millettir. Osmanlı tarihinde suikasta kurban giden ya da intihar ettiği öne sürülen birçok padişah var.”
Savcılık bu ifadeleri “tehdit içeren mesaj” olarak değerlendirirken, Altaylı ve savunması bunları tarihi bağlamda siyasi analiz olarak nitelendirdi.
Mahkeme KararıMahkeme, Fatih Altaylı’yı 4 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırdı ve “kaçma şüphesi” ile “delilleri etkileme ihtimali” gibi gerekçelerle tutukluluğunun devamına karar verdi.
Kararın açıklanmasının ardından Fatih Altaylı’nın dosya ve notlarını havaya fırlatarak salonu terk ettiği mahkeme kaynaklarınca doğrulandı.