[Ankara/Beyrut] - İsrail ordusunun, Kasım 2024'te yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasına rağmen Lübnan'ın güneyindeki dört farklı beldedeki bazı noktaları hedef alma tehdidinde bulunarak bölge sakinlerinden evlerini terk etmelerini istemesi, tansiyonu yeniden yükseltti. Anadolu Ajansı (AA) muhabirinin bu durumu sorması üzerine bir açıklama yapan Al-Kheetan, İsrail'in devam eden saldırılarını kınayarak uluslararası hukuka uyulması çağrısında bulundu.
İsrail ordusu, hedef alınacak yerlerin yakınında ikamet eden halktan bölgeden ayrılmalarını isterken, yerel basında yer alan haberlere göre bu tehditlerin ardından Lübnan'ın güneyindeki Et-Taybe, Tayr Debba, Aita Cebel, Zevtar eş-Şarkiyye ve Kefer Dunin gibi beldelere hava saldırıları düzenlendiği de bildirildi.
Lübnan'ın güney köylerindeki binalara yönelik İsrail hava saldırılarını yakından takip ettiklerini belirten Al-Kheetan, bu saldırılar sebebiyle Kasım 2024'teki ateşkesten bu yana Lübnan'da İsrail ordusu tarafından öldürülen sivil sayısının 114'e çıktığını kaydetti.
Al-Kheetan, "Siviller üzerindeki devam eden ölümcül etki bir an önce durdurulmalı. Lübnan'ın güneyindeki sakinler, iki yılı aşkın süredir istikrarsızlık ve güvensizlik içinde yaşıyor ve bu durumun bir sonu görünmüyor. (Lübnan ile İsrail arasında imzalanan) Düşmanlıkların durdurulması anlaşmasına ve uluslararası insancıl hukuka acilen ve tam olarak uyulmasını talep ediyoruz." ifadeleriyle İsrail'in eylemlerini sert bir dille eleştirdi ve ateşkes anlaşmasına saygı duyulması gerektiğini vurguladı.
Ateşkes İhlalleri ve İşgal Devam Ediyor
Ekim 2023'te başlayan ve Eylül 2024'te geniş çaplı savaşa dönüşen çatışmalarda 4 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, yaklaşık 17 bin kişi yaralanmıştı. Kasım 2024'te Hizbullah ile İsrail arasında sağlanan ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail'in ateşkesi 4 bin 500'den fazla kez ihlal ettiği ve bu ihlaller sonucunda yüzlerce sivilin öldüğü veya yaralandığı belirtiliyor.
Ayrıca İsrail'in, son savaşta Lübnan'da ele geçirdiği 5 tepeyi hala işgal altında tuttuğu ve onlarca yıldır elinde bulundurduğu bazı bölgelerdeki varlığını da sürdürdüğü bildiriliyor. Bu durum, bölgedeki istikrarsızlığın ve güvensizliğin temel nedenlerinden biri olarak gösteriliyor.