Washington, D.C. — Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump yönetimi, Karayip Denizi ve Pasifik Okyanusu açıklarında uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddia edilen deniz araçlarına yönelik yürüttüğü askeri saldırılar hakkında Kongre liderlerine kapalı kapılar ardında bir bilgilendirme yaptı. Bu kritik toplantıda, yönetimin söz konusu operasyonların yasal dayanağı ve stratejisi hakkında Kongre'deki kilit isimlere detaylı bilgi aktardığı belirtiliyor. Bilgilendirme, Demokrat Partililerin operasyonların meşruiyeti ve Kongre'nin onayı olmaksızın askeri güç kullanımına yönelik artan itirazları sonrasında gerçekleşti.
Yönetim, bu saldırıları, uyuşturucu kartelleriyle yürütülen "silahlı çatışma" olarak nitelendiriyor ve söz konusu kartel üyelerini "uluslararası olmayan silahlı çatışmada savaşanlar" olarak tanımlıyor. Bu hukuki gerekçe, ABD'nin bu tür operasyonları gerçekleştirmek için Kongre'nin savaş yetkisi onayına ihtiyacı olmadığını iddia etmesinin temelini oluşturuyor. Savunma Bakanı Pete Hegseth ve üst düzey diğer yetkililer tarafından verilen bu brifingde, operasyonların amacının ülkeye uyuşturucu akışını engellemek olduğu ve bu eylemlerin ulusal çıkarların savunulması çerçevesinde yapıldığı vurgulandı. Özellikle kokain kaçakçılığı yaptığı iddia edilen küçük teknelere yapılan bu saldırılar sonucunda onlarca kişinin hayatını kaybettiği biliniyor.
Brifinge katılan Cumhuriyetçi Senatörler, yönetimin eylemlerine olan güvenlerini dile getirerek, yapılan operasyonların yasal dayanağının sağlam olduğunu ve ABD'li gençlerin hayatını kurtardığını savundu. Senato Dış İlişkiler Komitesi'nin Cumhuriyetçi Başkanı Senatör Jim Risch, yönetimin kendilerini tam olarak bilgilendirdiğini ve attıkları adımlardan tamamen memnun olduğunu ifade etti. Bu açıklamalar, yönetimin uyuşturucu kartellerine karşı yürüttüğü bu sert askeri kampanyanın partisi içindeki desteğini ortaya koyuyor.
Ancak, Demokrat Partili Kongre üyeleri, yönetimin yürüttüğü operasyonlara dair ciddi şüphelerini koruyor. Senato İstihbarat Komitesi'nin en üst düzey Demokrat üyesi Senatör Mark Warner, istihbaratın doğruluğuna güvendiğini belirtse de, yönetimin eylemlerin yasal zeminini ve sonuçlarını halka karşı daha şeffaf bir şekilde açıklaması gerektiğini vurguladı. Demokratlar, saldırıların meşruiyetini kanıtlamak için gemilerde uyuşturucu bulunduğuna dair elle tutulur kanıtların sunulmasını talep ediyor. Ayrıca, bu tür yargısız infazlara yol açabileceği endişesiyle, operasyonların uluslararası hukuka uygunluğu da sorgulanıyor.
Saldırılarda hedef alınan gemilerin bazılarının Venezuela ile bağlantılı olması, ABD ile Venezuela arasındaki gerilimi de tırmandırıyor. Venezuela hükümeti, bu saldırıları "yalanlara dayalı bir işgal hazırlığı" olarak nitelendirerek, operasyonların gerçek amacının uyuşturucuyla mücadele değil, siyasi hedeflere ulaşmak olduğunu iddia ediyor. Bu durum, Karayipler'deki istikrarı tehdit eden ve bölgesel müttefiklerle iş birliğini zayıflatma potansiyeli taşıyan uluslararası bir krize dönüşme riski taşıyor.
Kongre'de, doğrudan Venezuela'ya yönelik herhangi bir saldırı için Kongre onayını zorunlu kılacak bir kararın oylanması beklenirken, yönetim bu tartışmayı "uluslararası olmayan silahlı çatışma" ilkesiyle aşmaya çalışıyor. Bu hassas durum, ABD'nin savaş yetkilerini kullanma biçimini ve uluslararası sularda yürüttüğü operasyonların denetimini Kongre'nin nasıl ele alacağı konusunda önemli bir iç siyaset tartışmasını da beraberinde getiriyor. Yönetimin, eleştirilere rağmen operasyonlara devam etme niyetinde olduğu anlaşılırken, hukuki dayanak ve şeffaflık talepleri Kongre'nin gündemindeki ana maddeler olmaya devam edecek.