Türkiye Nüfusu Alarm Veriyor: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Eşlere 'Destek Olun' Çağrısı

GÜNDEM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen **'Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu'**nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin geleceği açısından kritik bir konu olan doğum hızındaki düşüşe ve aile kurumunun önemine dikkat çekti. Erdoğan, nüfus artış hızındaki azalmanın "felaket" boyutunda olduğunu belirterek, özellikle erkeklere seslenerek çocuk yetiştirme konusunda kadınlara yeterli desteğin verilmediği yönündeki yaygın toplumsal soruna vurgu yaptı

Türkiye Nüfusu Alarm Veriyor: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Eşlere 'Destek Olun' Çağrısı

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen **'Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu'**nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin geleceği açısından kritik bir konu olan doğum hızındaki düşüşe ve aile kurumunun önemine dikkat çekti. Erdoğan, nüfus artış hızındaki azalmanın "felaket" boyutunda olduğunu belirterek, özellikle erkeklere seslenerek çocuk yetiştirme konusunda kadınlara yeterli desteğin verilmediği yönündeki yaygın toplumsal soruna vurgu yaptı.

 

Doğrulanan Verilerle Nüfus Tablosu

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında altını çizdiği doğurganlık hızındaki düşüş, TÜİK verileriyle de doğrulanıyor ve bu durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Türkiye'de bir kadının doğurganlık dönemi boyunca dünyaya getirebileceği ortalama çocuk sayısını gösteren toplam doğurganlık hızı, 2001 yılında $2,38$ iken, 2024 yılı itibarıyla $1,48$ çocuğa gerilemiş durumdadır (Kaynak 2.2, 2.3). Bu oran, bir nüfusun kendini yenileme eşiği kabul edilen $2,1$'in oldukça altındadır ve bu seviyenin altında kalış sekizinci yılına girmiştir. Türkiye'de aile planlaması ve doğum kontrol yöntemleri kullanımı artarken, toplam doğurganlık hızı Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyesine inmiştir (Kaynak 2.4).

Bu düşüşün temel nedenleri arasında ekonomik zorluklar, işsizlik, kadınların eğitim düzeyinin yükselmesi, evlilik yaşının ilerlemesi ve geleceğe duyulan güvensizlik gibi sosyolojik ve psikolojik faktörler gösterilmektedir (Kaynak 4.1, 4.3).

 

Ev İçi Yük Paylaşımında Eşlere Kritik Uyarı

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sempozyumdaki konuşmasında, "Kadınlar, çocuk yetiştirme konusunda eşlerinden gerekli desteği göremiyor. Yükün büyük bir bölümü maalesef kadınların omuzlarına yükleniyor" ifadelerini kullanarak aile içindeki sorumluluk dengesizliğine dikkat çekti. Bu tespit, Türkiye'deki sosyal bilim araştırmalarıyla da desteklenmektedir.

Çocuk Bakımı Kadınların Birincil Sorumluluğu: Yapılan araştırmalar, çocuk bakımının büyük ölçüde anneler tarafından gerçekleştirildiğini ve bu durumun kadınların ücretli işgücü piyasasına katılımını önemli ölçüde engellediğini göstermektedir (Kaynak 3.1).

Çalışan Kadınlarda Bile Yükün Çoğu Annede: Çalışan kadınlar arasında dahi, ev ve çocuklarla ilgili faaliyetlerin gerektiği gibi yapıldığını düşünenlerin oranının yüksek olması, annelik rolüne yüklenen yüksek sorumluluk ve fedakârlık beklentisini yansıtmaktadır. Toplumsal algı, kadını "iyi anne" rolüne sıkıştırarak, çalışma hayatına ve sosyal yaşama harcanan zamanı dahi "çocuktan çalınmış zaman" olarak hissetmesine yol açmaktadır (Kaynak 5.2). Aileye yapılan devlet destekleri bu sorumluluğu hafifletmelidir.

Toplumsal Cinsiyet Rolleri: Türkiye'de toplumsal cinsiyetçi işbölümünün bir sonucu olarak, kadınlar ücretsiz ev ve aile işlerinin birincil emekçisi konumundadır. Bu durum, çocukluktan itibaren aktarılan cinsiyetçi işbölümü algısıyla pekişmektedir (Kaynak 5.4).

 

Kadınların Sesleri: Beklentiler ve Zorluklar

 

Konuyla ilgili görüşlerine yer verilen kadınlar, çocuk yetiştirmenin manevi yükü kadar fiziksel ve zihinsel yükünün de paylaşılamamasından şikayetçi. Kadınlar, babalık izninin yetersizliğini ve erkeklerin ev işlerine katılımının teşvik edilmemesini önemli eksiklikler olarak görmektedirler (Kaynak 4.1, 5.4). Çocuk sahibi olmayı düşünen aileler, yüksek refah seviyesine rağmen, çocuk yetiştirmenin ekonomik ve sosyal zorluklarını göz önünde bulundurarak bu kararlarını erteleyebiliyor veya çocuk sayısını kısıtlayabiliyorlar (Kaynak 5.3). Türkiye nüfusu geleceğe umutla bakmalıdır. Aile ve toplum yapısını güçlendirmek, doğum hızı düşüşü ile mücadelede kilit bir rol oynamaktadır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Hazreti Peygamber'in "Kadınlar, erkeklerle birlikte bir bütünü tamamlayan diğer yarılardır" hadisine atıf yaparak, ailenin karşılıklı destek üzerine kurulması gerektiği mesajını verdi. Bu mesaj, modern dünyanın dayattığı zorluklara karşı aile birliğini korumanın ve çocuk yetiştirme yükünü eşit paylaşmanın toplumsal bir zorunluluk olduğuna işaret etmektedir. Türkiye'de nüfusun yenilenme seviyesinin altına düşmesi, toplam doğurganlık hızı verileri ile teyit edilmiştir. Çocuk yetiştirme sorumluluğu toplumsal bir meseledir. Kadınların işgücüne katılımı aile desteğiyle artacaktır. Doğurganlık oranları için yeni destekler gerekmektedir. Aile kurumunun güçlendirilmesi ülkenin geleceğidir. Erkeklerin ev işlerine katılımı büyük önem taşımaktadır. Nüfus artış hızı politikalarla desteklenmelidir. Çocuk bakımı hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır. Gençlere evlilik desteği önemli bir teşviktir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.