Gebze'de yıkılan binanın yakınındaki binalar tahliye edildi: Ekipler inceleme yapıyor

Şu ana kadar yıkılan apartman dahil toplam 16 bina ile birlikte 27 iş yeri ve 72 ayrı bağımsız birim tedbiren tahliye edilirken, 74 vatandaş Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin tesisleri, misafirhaneler ve yakınlarının evlerinde misafir ediliyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve yerel ekipler, binalarda statik hareketlilik olup olmadığını belirlemek için titiz incelemelerini sürdürüyor.

Gebze'de yıkılan binanın yakınındaki binalar tahliye edildi: Ekipler inceleme yapıyor

Kocaeli'deki Bina Yıkımı ve Toprak Kayması Riski: Tehlike Çemberi Genişliyor

 

Kocaeli'nin Gebze ilçesinde 29 Ekim'de meydana gelen 7 katlı bina yıkımının ardından bölgede yaşanan hareketlilik endişeleri artırıyor. Yıkılan binanın yakın çevresindeki binalara ilişkin incelemeler devam ederken, başlangıçta mühürlenen 12 binaya dün akşam saatlerinde 3 bina daha eklendi. Gaziler Mahallesi İbrahim Ağa Caddesi'nde bir binanın kolonlarında çatlak oluştuğu tespit edildi. Bu durum, olası bir zemin hareketliliği veya toprak kayması riskini yeniden gündeme getirdi. Şu ana kadar yıkılan apartman dahil toplam 16 bina ile birlikte 27 iş yeri ve 72 ayrı bağımsız birim tedbiren tahliye edilirken, 74 vatandaş Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin tesisleri, misafirhaneler ve yakınlarının evlerinde misafir ediliyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve yerel ekipler, binalarda statik hareketlilik olup olmadığını belirlemek için titiz incelemelerini sürdürüyor.


 

Toprak Kayması (Heyelan) Nedir ve Nasıl Oluşur?

 

Toprak kayması, bilimsel adıyla heyelan, kaya, döküntü örtüsü veya topraktan oluşmuş kütlelerin, yer çekiminin etkisi altında yamaç aşağı hareket etmesi olayıdır. Heyelanlar, zeminin yerinde durmasını sağlayan sürtünme ve tutunma kuvvetlerinin, yamaç aşağı hareket etme eğiliminde olan çekim kuvveti karşısında yetersiz kalmasıyla meydana gelir. Bu dengesizliği tetikleyen başlıca etkenler arasında kuvvetli eğim yer alır; eğimin fazla olduğu yerlerde kayma riski doğal olarak yükselir. İnsan eliyle yapılan dik kazılar, yol ve kanal açma çalışmaları da eğimi artırarak veya yamacın önünü kazıyarak heyelanı kolaylaştırabilir. En önemli tetikleyicilerden biri ise su ile doygunluktur. Şiddetli veya sürekli yağışlar, eriyen karlar ya da yeraltı suyunun yükselmesiyle toprağın içine sızan su, hem kütlenin ağırlığını artırır hem de zeminin içsel sürtünmesini azaltarak kayganlaştırıcı etki yapar ve dengeyi bozar.


 

Toprak Kayması Belirtileri ve Tespit Yöntemleri

 

Heyelanların çoğu, ani bir felaket şeklinde değil, bir takım belirtilerle kendilerini önceden belli ederler. Bu belirtileri erken fark etmek, Gebze'deki gibi yıkım tehlikesi olan binaların tahliyesi gibi hayati önlemlerin alınmasını sağlayabilir. Heyelan belirtileri şunları içerir: Arazide veya yollarda daha önce olmayan çatlakların, yarıkların veya açılmaların oluşması; bina temelleri altında çatlama, yarılma ve ayrılmalarla birlikte bina döşemelerinde ve duvarlarda sürekli genişleyen çatlakların görülmesi; yeraltı su borularında sızıntılar ve kanalizasyon kanallarında kırılma ve çatlakların oluşması. Ayrıca, telefon direklerinde, çitlerde ve ağaçlarda yamaç aşağı eğilme ve yatmalar da gözlemlenebilir. Tespit yöntemleri arasında ise, zemindeki hareketleri ve deformasyonları hassas bir şekilde ölçen İnklinometre cihazları ile yapılan düzenli sondaj kuyusu ölçümleri, alanın duraylılığının takibi ve jeolojik etüt çalışmaları öne çıkmaktadır.


 

Gebze'deki Durum ve Kentsel Dönüşümün Önemi

 

Gebze'de yıkılan binanın çevresindeki binaların kolonlarında oluşan çatlaklar ve tedbiren tahliyelerin artması, bölgede bir zemin hareketliliği ya da statik sorunun derinleştiği endişesini doğurmaktadır. Olayla ilgili kesin nedenler, uzman bilirkişi incelemeleri ve adli sürecin sonucunda ortaya çıkacak olsa da, ilk belirlemeler zemin hareketliliği veya kolon kusuru ihtimallerine işaret etmektedir. Bu durum, Türkiye'nin deprem kuşağında yer alan ve dik yamaçlar ile zemin sorunlarının görülebildiği bölgelerinde, kentsel dönüşüm ve doğru zemin etüdü ile uygun inşaat tekniklerinin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Tehlike altındaki bölgelerde yer alan, riskli yapı stokunun hızla belirlenmesi, kentsel dönüşüm süreçlerinin doğru zemin analizleriyle desteklenerek hızlandırılması, can ve mal kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Olay yerindeki incelemeler, bölgedeki diğer yapıların geleceği için kritik ipuçları sunmaya devam etmektedir.

YORUM EKLE