SU ALARMI: TÜRKİYE’NİN BARAJLARINDA DOLULUK ORANI YÜZDE 50’NİN ALTINA DÜŞTÜ

Türkiye genelinde barajlardaki doluluk oranları alarm veriyor. Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’nün 12 Ağustos 2025 tarihli verilerine göre, ülke genelindeki barajların aktif doluluk oranı ciddi bir düşüş göstererek yüzde 50’nin altına geriledi. Peki bu düşüşün arkasında ne var? Hangi önlemler alınmalı? Detaylı inceledim…

YAĞIŞLAR BEKLENENİN ALTINDA KALDI

Türkiye’de her yıl 1 Ekim'de başlayan ve 30 Eylül'de sona eren "su yılı"nın 2024-2025 dönemine ilişkin veriler, ciddi kuraklık sinyalleri veriyor. DSİ verilerine göre bu dönemki yağış miktarı, uzun yıllar ortalamasının ve bir önceki yılın oldukça altında kaldı.

Yağışlarda geçen yıla göre düşüş oranı: %27,7
12 Ağustos 2025 itibarıyla barajlarda aktif su miktarı: 39,8 milyar m³
Geçen yıl aynı tarihteki miktar: 49,8 milyar m³

Aradaki fark, neredeyse 10 milyar metreküp. Bu miktar, birçok şehrin yıllık su ihtiyacına denk geliyor.

KURAKLIK GÖLGESİNDE BİR YAZ

Bu yaz Türkiye genelinde yaşanan sıcaklık artışı ve azalan yağışlar, hem tarımı hem de içme suyu kaynaklarını ciddi şekilde etkiledi. Özellikle İç Anadolu, Güneydoğu ve Ege bölgelerinde, baraj seviyeleri kritik eşiğe dayanmış durumda.

Bazı bölgelerdeki üreticiler, sulama kısıtlamaları nedeniyle ürün kaybı yaşarken, şehir merkezlerinde de zaman zaman su kesintileri gündeme geldi.

SU TASARRUFU ARTIK MECBURİ BİR ALIŞKANLIK

DSİ, sadece altyapı yatırımlarıyla değil, toplumun bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalarla da önlem almaya çalışıyor. Kurumun yayınladığı son rehbere göre, bireysel olarak atılacak küçük adımların bile büyük etkisi olabiliyor:

Damlayan muslukların tamiriyle ayda yüzlerce litre su kurtarılabiliyor.

Duş süresini 1-2 dakika kısaltmak, yılda binlerce litre su tasarrufu sağlıyor.
Gıda israfının önlenmesi, tarımda su talebini azaltıyor.
Evsel atık yağlar, eski ilaçlar ve kimyasallar lavaboya değil, uygun atık kutularına atılmalı.

GELECEK NESİLLER İÇİN HAREKETE GEÇME ZAMANI

Konu sadece bugünü değil, yarını da ilgilendiriyor. Su kaynakları sonsuz değil; iklim değişikliği, bilinçsiz tüketim ve şehirleşme gibi faktörlerle her geçen yıl daha da kıymetli hale geliyor. Bu nedenle birey, kurum ve devlet olarak daha bütüncül, sürdürülebilir bir su politikası benimsemek şart.

Sonuç olarak; Türkiye su stresi yaşayan bir ülke konumuna giderek daha fazla yaklaşıyor. Bu tabloyu değiştirmek için yalnızca devletten değil, bizlerden de ciddi bir farkındalık ve sorumluluk bekleniyor.

Not: Baraj doluluk oranları ve DSİ’nin son açıklamaları, kurumun resmî web sitesinden düzenli olarak takip edilebilir. Su hayattır; korumak hepimizin görevi.